logo

Fiziksel hijyen tamam peki zihinsel hijyen?

Son günlerde, yaygın virüsten korunmak ve tedbirli olmak adına birçok paylaşım yapılıyor. Bu paylaşımların en başında kişisel hijyene dikkat etmek gerektiği vurgulanıyor. Diğer taraftan özellikle sosyal medyada ve mesajlaşma uygulamalarında güncel duruma ilişkin yüzlerce bilgi/not paylaşılıyor.

Ancak paylaşılan bu bilgilerin çok büyük bir kısmı doğru olmayan hatta endişeye sevkeden notlardan oluşuyor. Gündemi takip etmek adına sürekli internette ve sosyal medyada gezinmek, doğru bilgiye ulaşmayı bir hayli güçleştiriyor.

Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Selvi, sayader.global adresinde kaleme aldığı yazısında, "zihinsel hijyen" konusuna vurgu yapıyor.

"Yanlış bilgiden uzak dur, doğru bilgi ile tedbirini al, korkma ve evde kal" başlığıyla durumu özetleyen Selvi, yazısında şu noktalara dikkat çekiyor:

"Korku ile hareket ediyoruz.

Düşünmeden ve hızlıca.

Gelen her habere inanıyoruz. Ürkütücü olanlar daha çok dikkatimizi çekiyor.

Vaktimizin çoğunu bu haberleri almak için harcıyoruz. Bir haberle aşırı rahatlıyoruz, bir diğeri ile aşırı korkuyoruz.

Neden? Ne bekliyoruz?

Çünkü davranışlarımızı en çok etkileyen şey duygularımızdır. Bu duygulardan da en kuvvetlisi korku duygusudur. Korku duygusu beyni hakimiyeti altına aldığında, doğruyu yanlıştan ayırt eden düşünen beyin kısmı devre dışı kalır. Düşünmeden hareket ederiz.

Beynimiz bir tehlike algıladığında hızlı hareket etmemizi ister. Reflekslerimizle ve çabucak. Düşünmeye ve değerlendirmeye vakit yoktur. Bu yüzden önce korku ile ilgili beyin bölgeleri çalışır. Düşünmemizi, değerlendirmemizi, muhakeme etmemizi sağlayan beyin bölgesi bir süre devre dışı kalır.

Tehlike ya da korkuya dair doğru bilgiler aldıkça düşünmeye başlarız. Yanlış ya da korku içeren bilgiler geldikçe düşünmeyi yine geri plana bırakır, korku ile hareket ederiz.

Korku insanın düşünmeden ve panikle hareket etmesine neden olur. Bu tehlike karşısında ne yapmalıyım? Kalbiniz daha hızlı çarpar, daha sık nefes alıp verirsiniz ve her an kötü bir şey olacakmış gibi bir beklenti içerisine girersiniz. Beyniniz adeta hack’lenmiştir. Tehlikeyi ve korkuyu algılayan beyin bölgeniz harıl harıl çalışır ve sizi tetikte tutarken, sakin kalmanızı ve düşünmenizi sağlayan beyin bölgeniz devre dışı kalmıştır. Sürekli haber takip etmeniz ve sosyal medyadan yayılan kuşku ve korku uyandırıcı gönderilere maruz kalmanız sizin düşünen insan olmanızı engellemiş panikle ne yapacağını bilmeyen bir canlı haline getirmiştir."

Virüsün solunum yollarını etkilediğini, bulaşmasını engellemek için fiziksel hijyene dikkat edilmesi gerektiğini belirten Selvi, yanlış ve eksik içerikli haberlerle virüsün beyni etkilediğini, bunun bulaşmasını engellemek için de zihinsel hijyene dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Peki bu stres dolu yaşamın bizi en az etkilemesi için ne yapmalı?

Bu konuda Selvi şu önerileri paylaşıyor:

Önce doğru bilgi ve tedbir

Virüsün nasıl bulaştığı ve nasıl korunması gerektiği ile bilgiler sağlık kuruluşlarından ve yetkili isimlerden öğrenilmeli.

İşin uzmanı olmayan isimlerin açıklamalarına itibar edilmemeli.

Beyni zehirleyen haberlerden uzaklaşmak

Tedbir aldıktan sonra anlık sürekli haber takip etmenin önemi yoktur.

Sürekli sosyal medyada vakit geçirmek yerine mesaj gruplarına belirli bir süre ayrılabilir. Örneğin, günde 2 ya da 3 kez 30'ar dakika gibi. Sürekli elde telefon ve karşımızda televizyon beyni zehirlemekten başka bir amaca hizmet etmez

Beyni beslemek

Sosyal izolasyon tavsiye ediliyor. Evde neler yapılabilir? ailece ne tür faaliyetler yapılabileceği planlanabilir.

Bir konuyu tüm yönleriyle öğrenmek için okumalar ve araştırmalar yapmak. Notlar tutmak. Sunum hazırlamak.

Belgesel izlemek.

Biyografi tarzı kitaplar okumak.

Her gün egzersiz yapmak.

İbadet etmek, tefekkür etmek.

Bir şiir ezberlemek, hikaye ve romanları okuduktan sonra anlatmak.

Evin içinde düzenlemeler yapmak. Küçük onarımlar, eski eşyaların ayıklanması gibi işler.

Mutfak işleri yapmak, yeni tarifler denemek, çiçek bakımı gibi hobiler ve sanatsal faaliyetlerde bulunmak. Körelmiş yetenekleri canlandırmak.

Fırsat varken uyumak.

Zaten yapılagelen bu faaliyetler dingin halde yapıldığında daha rahatlatıcı olur.

Çevrenizi motive edecek, ümit verecek konuşmalar yapın. Aşırı rahat davranan insanları uyarın. Evde kalın ve sürecin sonlanmasını bekleyin.