logo

Avrupa’nın seçimle gelen sınavı

Avrupa Parlamentosu için seçim maratonu bugün İngiltere ve Hollanda’dan başlıyor. 427 milyon seçmenin bulunduğu 28 AB ülkesinde yapılacak seçimler pazar günü tamamlanacak.

Brexit, ekonomik sorunlar ve göç gibi konuların gölgesinde gerçekleşecek seçimler AB’nin geleceğine yönelik bir referanduma dönüşmüş durumda. AB böyle devam mı edecek, yoksa bir değişim sürecine mi girecek?

Bazı üye ülkelerin AB ilke ve değerlerinden uzaklaşma eğilimine girmesi, ilk kez bir üye ülkenin ayrılma sürecinde olması, ekonomik ve sosyal alanda yaşanan sorunlar seçimi kritik hale getiren bir konjonktür oluşturdu.

Seçimler, AB ve 513 milyon vatandaşı için tarihsel bir kavşak olarak görülüyor. Konjonktürü iyi kullanan aşırı ve sağ partilerin saldırı, manevra alanları giderek daralan ana akım partilerin ise savunma pozisyonunda kaldığı seçimlerin sonuçları AB’nin yoluna daha birleşerek mi yoksa giderek ayrışarak mı devam edeceğinin de ilk sinyallerini verecek.

AB yanlıları, küresel sınamalara karşı koyabilmek için entegrasyon düzeyinin artırılması gerektiği ve birlikten güç doğacağı görüşündeler. Gelecekte AB’nin hayatta kalabilmesini de buna bağlıyorlar.

AB karşıtları ise ulusal kimliklerin öne çıktığı, Brüksel’in şimdiki kadar ön planda olmadığı bir yapıdan yanalar. AB yanlısı hükümet ve partilerin zaman zaman çarpıtmaya dayalı, hayata geçirilmesi zor olsa da kulağa hoş gelen söylemleri kullanan popülistlerin hızını kesememeleri ve söylemlerini yenileyememeleri gelecek için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor.

Hürriyet