logo

Günümüz 'ergen'i üzerine önemli değerlendirmeler

Ergenlik, insanların gelişim sürecindeki zorlu ve önemli süreçlerden biri. Ergen çocuk sahibi olan ailelere bu konuda büyük görevler düşüyor.

Her neslin ergeninin bir önceki dönemden farklı olduğunu belirten gelişim psikolojisi uzmanı Dr. Nermin Çelen, ‘1. Uluslararası Ergenlik Kongresi’nde özellikle orta sınıf gelir grubunda olup üniversiteye hazırlanan gençlere yönelik çarpıcı bulguları özetledi.

Çelen, sekiz başlıkta ‘günümüz ergeni’ni anlatırken ailelere de önerilerde bulundu:

TEKNOLOJİ İÇİNE DOĞAN NESİL: Şimdiki yetişkinlerin hayatına televizyon 20’li yaşlarında girmişken akıllı cep telefonu, bilgisayar, internet, video oyunları günümüz ergeninin olmazsa olmazları haline geldi. Teknolojinin gelişmesi çok güzel ama kullanmayı iyi bilmek gerekiyor. Gece yatakta bile telefonları açık. Sanal arkadaşlıkların, kavgaların, gürültülerin ortaya çıktığı internet dünyasında yetişen bir gençlik var.

DÜNYA TAKİBİ YOK: 1-2 nesil öncesinin ergenleri daha çok okuyor, dünyada ne olup bittiğini biliyordu. Türkiye’de neler olup bittiğinin farkında olan, Türk müziği, klasik müzik dinleyen, entelektüel, sosyal yaşamı zengin gençler artık yok. Kendilerini sınırlandıran ergenler var. Yetişkin olup bu durumu fark ettiklerinde, rahatsız olurlarsa kendilerini değiştirebilirler. Aileler de şimdiden çocuklarının bu yönde yetişmesini sağlayabilir.

SAĞLIKLI İLETİŞİM: Günümüzde Türk toplumunda iletişim, monolog ve sağlıklı değil. Ergenler de iyi bir rol model görmedikleri için sağlıklı diyalog içerisine giremiyor. Akranlarıyla, aileleriyle, tanıdıklarıyla konuşurken Türkçe’yi doğru kullanmıyorlar. Yazılı iletişim simgeler üzerinden, kısaltmalarla daha çok ilerliyor. Yetişkinliklerinde, örneğin iş hayatına girince kurum içi yazılı iletişimlerinde eski alışkanlıklarını sürdürüyorlar. Bunları geriye çevirmek zor. Dikta etmek yanlış. Kendilerinin fark etmesini sağlamak gerekiyor.

GİYİM KODLARI FARKLI: Kendilerine özgü bir giyim tarzları var. Sosyal ortama göre giyim tercihlerini seçiyorlar. Bu durumda kurumsal firmalarda kendilerine yer bulamayabiliyorlar. Dışlanıp kendilerini yabancı hissediyorlar. İşe girdiklerinde altı ayda ayrılıyor, kurumsal yapıya ilk etapta ayak uyduramayabiliyorlar.

PROGRAM YETENEĞİ ZAYIF: Anne, baba, eğitim sistemi, öğretmeni onları yönlendiriyor. Kendileri program yapamıyor, ne yapacaklarına karar veremiyorlar. Satranç kursuna, basketbola anne-baba programıyla gidiyor.

Aile “O artık büyüdü” deyince yalnız kalıyor ve sudan çıkmış balığa dönüyor. Başarmak, kendilerini ispatlamak, başkaları tarafından onaylanmak istiyorlar ama öyle bir beceri geliştirmedikleri için plan, programlarını daha çok ebeveynleri yapıyor.

EGO KİMLİĞİ: “Ben kimim ve ben neyim?”in cevabını verecek bir yapı geliştirmek onların görevi diye kabul ediliyor. Çocuk kendisi seçer, verdiği kararın arkasında durursa sağlıklı ego kimliği yapısı olduğunu gösterir. Kararlarını kendilerinin alması önemli. Böylece sorumluluğu yakalarlar. Tökezlediklerinde nedenlerini kendilerine sorarlar. Başkaları onlar için karar verdiğinde kaygılı oluyorlar.

GEÇİŞ DÖNEMİ SORUNLARI: Ergenler yetişkinlerden uzak durmak istiyor. Ama bir yandan da üzerlerinde kontrol kurulmasına ihtiyaç duyuyor. Çocukluktan çıkmak isterken yetişkinleri dünyalarına kolay kabul etmiyorlar. Öfke sorunları var. Çözümü için yardım almalılar. Uyku sorunları olabiliyor.

Yoğun sevgi yaşamadıklarında karşı taraftan reddedilince başa çıkma tecrübeleri gelişmediği için çok üzülüyorlar. Sonra bunları aşabiliyorlar. İsteklerini erteleme özellikleri yok. Hemen olsun diyorlar.

SINIRLARI GÖRMEK: Akranlarında ailede gördükleri kapsayıcılığı, şefkati, güveni bulmayı umuyorlar. Ama göremiyorlar. Bu nedenle ergenliğin ilk evresinde çok sık arkadaş değiştiriyorlar. Riskli davranışlar gösteriyor, kendilerinin sınırlarını görmek istiyorlar.

“Bir şey olmaz” algısıyla kopya çekmek, hız yarışları gibi risk davranışı sergiliyorlar. Marjinal gruplara benzetiliyorlar. Ancak onlara iyi rehberlik yapmak gerekiyor. Onları dinlemek önemli.

Hürriyet