logo

Palyatif bakımın önemi artıyor

Tedaviden yeterli yanıt alamayan ve yaşam sonu desteğe ihtiyaç duyan kimselerde devreye giren palyatif bakımın önemi giderek artıyor.

Türkiye’de nüfusun yüzde 8.3’ü 65 yaş üstü. Dolaşım hastalıkları nedeniyle her yıl 162 bin, kanserden 80 bin, solunum hastalıklarından da 48 bin kişi yaşamını yitirirken, bu hastaların neredeyse tamamına yakını palyatif bakım hizmeti gereksinimi duyuyor.

Dr. Meltem Uyar, 81 ilde 314 Palyatif Bakım Merkezi ve 4 bin yatak olduğuna dikkat çekerek, “Palyatif Bakım Merkezleri 2015 yılında hizmete alınmaya başladı. Kısa sürede yatak sayısı arttı. Yatak sıkıntımızdan, çok yetişmiş personel açığın kapatılmalı. Palyatif bakım birimlerindeki sağlık personelinde tükenmişlik diğer branşlara göre daha çabuk oluyor. Bunun için de psikolojik destek birimleri gerekli” diye konuştu.

‘Eksikler var’

Bakım evleri ile palyatif bakımın karıştırıldığını anlatan Uyar, şöyle devam etti: “Bu alanda aralarında doktor, hemşire, psikolog, fizyoterapist, sosyal çalışmacı ve manevi destek uzmanının yer aldığı kalabalık bir ekibe ihtiyaç var. Ancak halen bazı eksiklerimiz söz konusu. Yaşlılara evde bakma geleneğimizden dolayı palyatif bakım hizmetleri Avrupa’dan çok sonra ülkemizde uygulanmaya başlandı.

Yapılan araştırmalar ise erken dönem palyatif bakım alan kanser hastalarının, radyoterapi ve kemoterapi alan hastalardan 3 ay fazla yaşadıklarını gösterdi. Birçok kişi palyatif bakımın hastanelere artı yük getireceğini sanıyor ancak durum tam tersi. Ayrıca bu hakkın çocuk hastalar için de önem taşıdığını belirtmek isterim.”

Milliyet