logo

Sera gazı ve iklim değişiminin etkileri

"Yıllardır küresel ısınma uyarılarını dikkate almayan dünya, şimdi sonuçlarını yaşamaya başladı. Su baskınları, fırtına, tayfun, uyutmayan gökgürültüsü ve şimşek hayatın merkezine yerleşti. Dr. Orhan Şen’e göre, insanoğlu konforlu yaşamı kendisine yol seçmeye başlayınca kendi sonunu getirdiğinin farkında değil.

Soluduğumuz havanın sıcaklığını yeryüzünden yayılan uzun boylu radyasyon ayarlar. Güneşten kısa dalga boylu radyasyon yeryüzüne ulaşır. Yeryüzü bu radyasyonu emer ve uzun dalga boylu radyasyon olarak uzaya doğru geri verir. Bu radyasyon havayı ısıtır, fazla kısmıysa uzaya kaçar. Yani esas kaynak güneş olsa da gelen ışınlar havayı ısıtmaz, dünyanın geri verdiği ısıtır. Yeryüzünün verdiği bu radyasyon uzaya doğru giderken önüne bir engel çıkar…

Bu engel sera gazıdır. Dünyada atmosferin oluşumundan itibaren varolan bu kuşaktaki en önemli sera gazları; karbondioksit, metan ve nitrius asittir. Bu kuşak uzaya doğru kaçan yeryüzünden yayılan radyasyonun bir kısmını geri gönderir, bir kısmının uzaya gitmesine izin verir. Böylece dünyanın ortalama sıcaklığı sabitlenir. Bu değer de 14-15 derece civarındadır. Şayet atmosferdeki sera kuşağı kalınlaşırsa geri gönderilen rasyasyon artar ve dünya ısınmaya başlar. Yorganla ya da çarşafla yatmak gibidir. Kalın bir yorganla yatarsanız daha fazla ısınırsınız.

Atmosferin oluşumunda karbondioksit değeri yaklaşık milyonda 290 birimdi. 2018’de bu değer milyonda 420 birime çıktı. Dolayısıyla sera kuşağı kalınlaştı, yorgana döndü. Ve dünya ısınmaya başladı. Sera gazlarını kim arttırdı? İnsanoğlu… Sanayi devrimiyle üretim de arttı. Böylece sanayi ve evsel ihtiyaçta gerekli enerjiyi elde etmek için kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanımında yükselme oldu. Bunların yanmasından dolayı da atmosfere karbondioksit ve diğer sera gazları çıkmaya başladı.

Dünyanın sıcaklığı 2018’de 2 derece yükseldi. Bu da dünyadaki doğal afetleri arttırdı. 1 derecelik artış doğal afetlerde yüzde 30’luk bir artış meydana getirebilmekte. 2 derecelik artış çok daha fazlasına sebep olur. Son yıllarda işte bu artışı görüyoruz. Dünyada yıllık 27 milyar dolara mal olan doğal afet zararları bu yıl 54 milyar dolara çıktı.

Dünyada olduğu gibi Türkiye de son 10 yılın büyük kısmını özellikle yaz aylarında ortalamanın üzerinde sıcaklıklarla geçirdi. Küresel meteorolojik sirkülasyonların hareket yollarına bağlı olarak bulunduğumuz Akdeniz çukuru ülkelerinde doğal afetlerden etkilenme daha fazla oluyor. Bu yaz, yağışların şiddetli olmasında bunun etkisi vardır. Sıcak olan yer seviyesinde atmosferin üst bölgesine gelen soğuk hava atmosferik kararsızlık meydana getirerek bu tür yağışları oluşturdu. Aslında insanoğlu konforlu yaşamı kendisine yol seçmeye başlayınca kendi sonunu getirdiğinin farkında değildi."

Tropik gecelerin Türkiye'de arttığını söyleyen Orhan Şen, "Tropik gece, gece sıcaklıklarının 20 derecenin üzerinde olmasıdır. Dolayısıyla gece konforlu yaşam azaldı. Atmosferde şimşek ve yıldırım yapan Kümülonimbus bulutları da çoğaldı. Akdeniz iklim bölgesinin etkisinde bulunan ülkemiz yarı kurak bir iklim tipine girmeye başladı. Tropik gecelerin ve gök gürültülü yağışların artmasıyla kış ve yaz mevsimlerine geçiş olan 3 aylık bahar mevsiminin süresi yaklaşık 1 aya indi" dedi.

"Gündüz ısınan insan vücudunun gece soğuması gerekir. Özellikle yaz aylarında gündüz aşırı sıcaklardan ısınan vücut, gece soğuyarak kendisini sakinleştirmesi gerekir. Şayet gece sıcaklıklarındaki artış fazlaysa vücut bu soğumayı sağlamakta güçlük çeker. Özellikle daha soğuk iklimlere sahip ülkelerde bu rahatsızlık daha belirgindir."

Hürriyet