logo

Balıkçılık ve petrol arasında ilginç 5 benzerlik

Dünya tarihinde doğal kaynaklara ulaşım ve bu alanda yaşanan rekabet çok sayıda çatışmanın kaynağı oldu. Ülkeler ve toplumlar asırlar boyunca verimli tarım alanları, ticaret yolları, baharat veya petrol için savaşıp durdu.

Dünya genelinde balık için verilen savaş ise kimsenin dikkatini çekmedi... Küresel balık endüstrisinde yaşanan trendler son dönemde gitgide petrol sektöründeki rekabeti yansıtmaya başladı. Uzmanlara göre, balık, jeopolitik rekabet oluşturan doğal kaynaklar listesine girmeye aday.

Jeostrateji Platformu’nda yer alan analize göre balık ve petrol endüstrisi arasında beş benzerlik bulunuyor. Devletlerin bu beş benzerliği dikkate alıp, balık sektörünün sürdürülebilir bir yapıya ulaştırılmasını sağlamaları gerekiyor. Aksi taktirde, küresel boyutta bir balık mücadelesi kaçınılmaz görünüyor.

1. Sınırlı bir arz

2017 yılında küresel petrol üretiminin neredeyse yarısı beş ülkede gerçekleşti. Dünya genelindeki ham petrol kaynaklarının neredeyse yarısı Orta Doğu’da. Küresel ham petrol ihtiyacının 2040’a kadar yüzde 15 oranında artacağı öngörülüyor.

Benzer şekilde, bugün dünya genelinde tüketilen ton balığının yüzde 60’ı tek bir bölgeden geliyor: Batı ve Orta Pasifik Okyanusu. Bu bağlamda, Pasifik Okyanusu ton balığının Orta Doğu’su olarak değerlendirebilir. Güney ve Kuzey Asya, Orta ve Doğu Amerika ve Afrika suları balık kaynakları açısından, çatışmalara ev sahipliği yapabilecek bölgelerin başında geliyor.

2. Siyasi bir güç aracı

1970’lerdeki petrol ambargolarından, 2010’larda Rusya’nın doğal gaz musluğunu kapamasına kadar, enerji her zaman jeopolitik bir silah olarak değerlendirildi.

Pasifik Okyanusu’nda zengin deniz yaşamının çeşitliliğinin korunması için bütüncül ekosistem anlayışını hayata geçirmeye çalışıyor. Bu arada; dünyanın en büyük balık tüketicilerinden olan Çin,balıkçılık filosunu, ordusunun 3. kolu olarak kullanıyor. Güney Çin Denizi’nde bulunan deniz kuvvetleri için devlete ait bir balıkçılık filosu kuruyor.

3. Sınırlı bir kaynak

Her ne kadar kanıtlanmış petrol rezervlerinin içinde bulunduğumuz yüzyılın ortasına kadar küresel petrol talebini karşılayacağı öngürülse de, petrol sınırlı bir kaynak ve petrol bağımlılığımız sürdürülebilir bir durum değil. Benzer şekilde; her ne kadar balık, sürdürülebilir bir kaynak olsa da, geleceği belirsiz. Bugün dünya balık stoklarının yüzde 90’ı aşırı kullanıma maruz kalıyor. Uzmanlar önümüzdeki 30 sene içinde, deniz ürünlerinin tamamen tükenebileceğini ifade ediyorlar.

4. Kritik bir emtia

Petrol, dünya ticaretinin en önemli emtiası ve dünyanın birincil yakıt kaynağı konumunda. Benzer şekilde, dünya genelinde bir milyar insan beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için balığa bağımlı durumda. Balık, küresel gıda ticaretinin en önemli emtiası. Her yıl yüz milyon ton balık tüketiliyor.

5. Büyüyen bir kayıtdışı ekonomi

Ham petrol üretiminin değeri 1.7 trilyon dolara ulaşıyor. Her yıl bu miktarın yüzde 8’ine denk gelen 133 milyar dolar karaborsaya karışıyor.

Deniz ürünleri endüstrisi petrole kıyasla tabi ki çok daha küçük. Yıllık satışları 150 milyar dolara ulaşıyor. Fakat yasadışı ve kayıtdışı balıkçılık her sene 36 milyar dolarlık bir pazar sağlıyor.

Dünya