logo

Sütteki kriz küçükbaşa sıçradı

Tüketiciye market raflarında 9 TL’ye satılan keçi sütünün üreticiden alış fiyatı ile ilgili polemikler sürüyor. Küçükbaş hayvan sütünde öncü kentlerden biri olan Çanakkale’de fiyatlar henüz belirlenmedi.

2016 yılı için bugünlerde açıklanması beklenen koyun ve keçi sütü fiyatları ile ilgili konuşan Çanakkale İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Başkanı Doç. Dr. Ferhan Savran, küçükbaş hayvan sütünün üreticiden alış fiyatının geçtiğimiz sezonun altına düşmemesi gerektiğini dile getirdi. Geçtiğimiz sezon üreticiden 1.70-1.80 TL’den alınan keçi sütünün bu fiyatın altına düşmesi sonucunda sanayicinin de zorlanacağını anlatan Savran, “Zincirleme giden bu döngüde üretici ortada kalırsa, sanayici de kalır. Bu durum da ülke ekonomisine zarar verir” dedi.

Üreticiden alınan küçükbaş hayvan sütü fiyatlarında geçtiğimiz sezonun altına düşülmemesi gerektiğini vurgulayan Savran, “Keçi sütü 1.70-1.80 TL’ye verilirken, koyun sütü 2.20-2.40 TL fiyatlarında olmalı. Bu fiyatın altına düşülürse, üretici sıkıntıya düşer. Fiyat konusuna bir çözüm bulunmalı ve 2010’lardaki durumlara geri dönülmemeli. Fiyatlar düştüğü takdirde üreticimiz iş yapamadığını görüp şehre göç etmek istiyor” diye konuştu.

Sütün üreticiden sanayiciye gittiği noktada yer alan aracının da fiyatları etkilediğini dile getiren Savran, “Aracılarla ilgili sıkıntılar var diye düşünüyorum. Aracı kâr koyunca doğal olarak fiyatlar da yükseliyor. Bu durumda tüketiciye yansıyan fiyatlar değişken oluyor. Arz zincirinde halkaları kısa tutmalıyız ki hem üretici hem de tüketici mutlu olsun. Üretici para kazansın, üretime devam etsin ve tüketici de rahatça satın alabilsin. Piyasayla ilgili bir regülasyon yapılmalı” dedi.

Üretim nisanda artacak, çiğ sütte kriz büyüyebilir

Çiğ sütte yaşanan krizin nisandaki üretim artışının zirveye çıkmasıyla büyümesi bekleniyor. Süt veren hayvanların doğum oranının arttığı bahar ayları henüz çözüme kavuşturulmayan krizi derinleştirecek gibi görünüyor. Süt üretiminin nisanda yüzde 20 artması bekleniyor. Üreticinin de sanayicinin de yüksek girdi maliyetlerinden şikayet ettiği çiğ sütte, üretim artarken tüketimin aynı oranda artmaması ve ihracatın azalması nedeniyle sektörde büyük bir kriz yaşanıyor. Krizin aşılması için sektör paydaşları işbirliği yapmak yerine birbirini suçluyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın sorunu çözme girişimleri ise başarısızlıkla sonuçlandı.

Son olarak 2007 ve 2008 yıllarında benzer bir kriz yaşanmış ve 1 milyonu aşkın süt ineği kesilmişti. Hayvan varlığının azalması nedeniyle kırmızı et fiyatı yükselirken ithalata bağımlılık arttı. Çiğ sütle başlayan ve kırmızı et fiyatlarının yükselmesiyle devam eden krize çözüm bulmak için bir yandan canlı hayvan ve karkas et ithal edilirken bir yandan da Ağustos 2010’dan 2015 sonuna kadar 390 bin kişiye 9.3 milyar liralık düşük faizli kredi verilerek yeni işletmelerin kurulması sağlandı.

Mevsimsel olarak çiğ süt üretiminin en çok arttığı döneme giriliyor. Bu nedenle arz fazlası süt piyasadan çekilmezse önümüzdeki günlerde çiğ süt krizinin daha da büyüyebileceği endişesi var. Bu nedenle sektör paydaşlarının birbirini suçlamak yerine ortak bir çözümde birleşmeleri gerekiyor. Burada da görev piyasayı düzenlemekle görevlendirilen Et ve Süt Kurumu’na düşüyor. Sanayicilere verilen süt tozu desteğinin Et ve Süt Kurumu’na verilerek piyasadaki arz fazlası sütün alınarak süt tozuna dönüştürülmesi ve bunun devlet desteği ile ihraç edilmesi gerekiyor. Kısa vadede en uygun çözüm bu. Orta ve uzun vadede ise çiğ süt üretiminin planlanması ve üretim artışına paralel olarak tüketimin artırılması gerekiyor. Bunun için okul sütünün haftanın 3 günü yerine 5 gün ve en az 8 ay süresince uygulanmalı. İzmir Büyükşehir Belediyesi örnek alınarak diğer belediyelerin de 0-5 yaş arası çocuklara süt vermesi sağlanmalı.

Millî Gazete, Dünya