logo

Uyuşturucuyla mücadelede en büyük görev ailelerin

Türkiye’de bu yıl 7.’si düzenlenecek “Uluslararası Psikofarmakoloji Kongresi”nde son yıllarda hızla artış gösteren bağımlılık sorunu ele alınacak. Yerli ve yabancı uzmanların katılacağı kongre öncesinde birçok aileyi yakından ilgilendiren kötü alışkanlıkların neden ve sonuçlarını uzmanlar anlattı. Çözümsüz gibi duran kötü alışkanlıkların tedavi edilebileceğini dile getiren bilim insanlarına göre, en büyük sorumluluk ailelerde.

Doç.Dr. Umut Mert Aksoy, Türkiye’de sentetik uyuşturucular ve uyuşturucu bağımlılığı konusunda önemli araştırmalarda bulunan uzmanların başında geliyor. Aksoy; tedavi görenlerin yüzde 40’ının uyuşturucu bağımlısı olmaktan kurtulduğunu söylüyor. Yapılan araştırmalar konusunda da bilgi veren Aksoy; “Esrar akıl hastalığı yapıcı etkisi en yüksek olan uyuşturucu maddedir. Yapılan araştırmalarda esrar kullanan bir kişide şizofreni benzeri bir akıl hastalığı görülme ihtimali kullanmayan kişilere göre 7 kat daha fazla. Son yıllarda özellikle Batı medyasında esrarın zararsız olduğuna dair son derece tuhaf bulduğum bir tutum var. Bonzai gibi sentetik esrar türevlerinde ise şizofreni benzeri akıl hastalığı görülme riski 150 kat daha yüksek” diyor.

Tedaviyle % 40’ı kurtuluyor

Aksoy, “Bazı uyuşturuclar beynimizdeki ödül dizgesini bir ödül almaksızın yok yere uyarır. Tüm ‘uyuşturucu narkotik’ maddelerin ortak özellikleri bu ödül dizgesidir. Bu yoktan var olan haksız ödüllenme maalesef insanları bağımlı kılar. Türkiye’de gençler arasında uyuşturucu deneme oranının yüzde 8 ile yüzde 15 seviyesinde olduğu tahmin ediliyor ancak bir kez bile deneyimleyen kişiler bunu açıklamaktan kaçınıyor. Bağımlılık çok faktörlü, çok basamaklı ve çok gene dayanan karmaşık bir bozukluk. Morfin türevi Ağrı kesici kullanan birçok kişinin sonraki dönemlerde eroin aradıklarını biliyoruz. Türkiye’de bağımlılık tedavisi görenlerin yüzde 40’ı kurtuluyor” diye konuşuyor.

“Aile çok önemli”

Aksoy’un ailelere önerisi ise şöyle; “Ailelere çok müdahil olmayan ancak gözlemci bir ebeveyn modeli benimsemelerini öneriyoruz. Çocuk ve gençlerle zaman geçiren onları dinleyen ve onlarla iletişim kuran ebeveynlere ihtiyaç var. Aileler korkmasın! Çünkü her genç bağımlı olmaz. Bağımlılık için duygusal psikolojik ve biyolojik bazı faktörlerin bir arada olması gerekir. İyi iletişimin egemen olduğu bir aile ortamı tek koruyucu olmamakla birlikte, önemli bir sigortadır.”

Çocuğunuzun bonzai kullandığını nasıl anlarsınız?

  • Nefes yoluyla kullanıldığında kısa bir süre sonra ‘ölüm tribi’ diye isimlendirilen panik hali, çarpıntı, nefes almada zorluk, bulantı-kusma ve huzursuzluk hali oluşur.
  • Özellikle fazla miktarda kullanıldığında, bilinç kaybı ya da bilinç bulanıklığı meydana gelir. Kullanıcının kendisi bu durumu fark edemez ancak çevresindekiler bağımlının komaya girdiğini anlar.
  • Sara nöbetleri, kalp krizi, böbrek yetmezliği gibi çok ciddi tıbbi durumlar ortaya çıkabilir.
  • Halüsinasyon ve kötülük görme sanrıları (paranoyalar), intihar eğilimi, kendine ya da başkasına zarar verme davranışları (saldırganlık) görülür.

Milliyet