logo

Arakan'da Müslüman'a hak tanınmıyor

Arakan'da her türlü zulme maruz kalan Müslümanlar, burada hiçbir şekilde insan yerine konmuyor. Hiçbir sosyal ve hukuki hakları yok. Hacca gidip geri gelen bir Müslüman bir daha içeri alınmıyor. Gerek İngiliz sömürge yönetimi döneminde, gerek Burma'nın bağımsızlığından sonra Arakanlı Müslümanlar sistematik olarak zulme maruz bırakıldılar. 
Arakan'ın üzerindeki kara bulutlar 1962'deki darbe döneminde daha da arttı. Rohingyalar askeri yönetim altında sorgusuz tutuklanma, işkence toplu katliam gibi insanlık dışı uygulamalara maruz kalmış, halkın tüm hak ve özgürlükleri elinden alınmıştır. En temel hakları dahi tanınmayan insanlar, ormanlarda ilkel bir hayata itilmiştir.
Uluslararası Hak İhlalleri Merkezi'nin hazırladığı son raporda da değindiği gibi, Arakan'da Müslüman isen, okumayacaksın, cahil kalacaksın, suç işlemeyeceksin, hastalanmayacaksın, polise, Budistlere karşı gelmeyeceksin, evlenmeyeceksin, ev yapmayacaksın, köle gibi çalıştırılacaksın, mümkünse başka bir ülkeye göçüp gideceksin.
LİSE VE ÜNİVERSİTE İÇİN BUDİST OLMAK GEREKİYOR
Uzun yıllardır Müslüman nüfusun eğitim imkânları ellerinden alınmakta ve Müslümanların cahil kalmaları için her türlü yol denenmektedir.  Çocuklarını ancak ilkokul seviyesinde eğitim almalarına izin verilmektedir; ortaokul, lise veya üniversite eğitim almaları ise yasaklanmış durumda.
Müslümanlar ancak din değiştirip Budist olurlarsa yüksek öğretime devam edebilmektedir.
EVİNİ BAŞKASI DAHİ YAKSA CEZASINI KENDİLERİ ÖDÜYOR
Bölgede yeni ev yapmak izne tabidir. Yeni ev yapmak isteyenler, evlerini betonarme değil tahta ve keresteden yapmak zorunda. Müslüman halk tarafından yapılan evler kendilerine değil devlete aittir. Bu evler eğer bir şekilde zarar görürse, sorumlusu o evde oturan kişiler kabul edilmekte ve devletin evine zarar verme gerekçesiyle 6 yıl kadar hapis cezasına çarptırılmakta. Bu nedenle Budist milis kuvvetleri köylere baskın yaptıklarında ilk olarak evleri yakmaktadırlar. Hem evi yakılmış hem de devlete karşı suçlu duruma düşmüş Müslümanlar her halde hayatta iseler kaçmaktan başka çareleri yok.
KENDİNİ SAVUNMA HAKLARI BİLE YOK
Ülkede yaşayan Müslümanların hiçbir sosyal ve hukuki hakkı bulunmamaktadır. Gerek devlet yetkilileri, gerekse Budistler tarafından Müslümanlara isnat edilen suçlar sorgusuz sualsiz kabul görmekte, Müslümanların itiraz veya kenedini savunma hakkı bulunmamaktadır.
ASKERE-POLİSE İTİRAZ EDEN YANDI
Polis veya askeri güçler istediği zaman ve istediği şekilde Müslümanların evlerine baskın düzenleyebilmekte. Polis veya askeri güçler istediği zaman ve istediği şekilde Müslümanların evlerine baskın düzenleyebilmektedir. Ülkedeki Müslümanlar kendilerinden rüşvet isteyen polislere ya da diğer askeri güçlere itiraz ya da mukavemet etmeleri durumunda, en az 4 yıl hapisle cezalandırılmaklardırlar.
EVRENSEL HAK OLAN "VATANDAŞLIK" HAKKI BİLE YOK
"Hiç kimse vatandaşlık haklarından mahrum edilemez" diyen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Deklarasyonu'nun 15. Maddesi'ni ihlal ederek 1982'de askeri cunta tarafından çıkarılan bir kanun ile yüzyıllardır bu toprakların sahipleri olan kişilerin vatandaşlık hakları ellerinden alınmış. Çıkarılan yeni vatandaşlık kanunu ile "ulusallar" kategorisinin dışında bırakılarak kendi topraklarında yabancı unsur olarak gösterilen Rohingyalar, o günden bugüne hala vatandaş statüsüne sahip olamamış. En temel insan haklarından biri olan vatandaşlık hakkı ellerinden alınan bu insanların hiçbir hakkı bulunmamaktadır.
ARAZİLERE VE MALLARA BUDİSTLERCE EL KONULUYOR
Vatandaşlık hakkı olmayan Myanmar'daki Müslüman nüfusun ellerinden bulunan arazilere ve mallara Budistler tarafında el konulmaktadır. Devlet destekli yere milisler Rohingyalara baskınlar yaparak onları evlerinden ve yurtlarından kovmakta, bazılarını ise esir almakta ve onları kendi tarlalarında adeta köle gibi hiçbir ücret ödemeden çalıştırmaktadır. En ağır koşullarda köle olarak çalıştırılan Müslümanlar bu durumu Myanmar devlet birimlerine bildirse dahi herhangi bir işlem yapılmamaktadır. Çünkü şikâyetin geçerli olabilmesi için öncelikle  vatandaş olunması ve bir kimlik kartına sahip olunmak gerekmektedir.
GÖZALTINA ALINANLARDAN BİR DAHA HABER ALMAK İMKÂNSIZ
Haksız ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan Rohingya Müslümanlarından bir daha haber alınamamakta, hayatta olup olmadıkları ve nerede tutulduklarına dair bilgi verilmemektedir. Hüküm cezası giyen pek çok kişinin bir daha geri gelmedi bir geçektir. İşkence gören veya zindanlarda tutulan çok sayıdaki Müslüman'ın kimlikleri ve sayıları hakkında Myanmar devleti bir açıklama ve beyana vermekten kaçınmaktadır.
SEYAHAT ETMELERİ KESİNLİKLE YASAK
Rohingya Müslümanlarının, Myanmar'ın başka bölgelerine gitmesi kanunla yasaklanmıştır. Ama aynı halktan Budist olanlar istedikleri yere gidebilmektedir. Müslümanların seyahat edebilmesi için özel izin almaları gerekmektedir.  Müslümanlar seyahat gerekçesini izah eden bir dilekçe ile resmi makamlara müracaat etmekte ve tamamen görevli memurun inisiyatifine bırakılmış olan iznin onaylanması en 2-3 ayı bulmaktadır.
HACCA GİDEN BİR DAHA İÇERİ ALINMAYABİLİYOR
Rohingya Müslümanların yanı sıra diğer Müslümanlara da pasaport verilmemektedir. Komşu Bangladeş'e geçmek veya hacca gitmek için düzenlenen  belgeler, bazen geri dönüşte kabul edilmemekte ve bu kişiler ülkelerine alınmamaktadır. Suudi Arabistan'da kalanların birçoğu bu şekilde mülteci konumuna düşmüş.
EVLENMEK İÇİN DEVLETE 3 BİN 700 DOLAR VERGİ VERİLİYOR
Müslümanlarının nüfusunun artmasını engellemek için evlenmeleri de zorlaştırılmıştır. Resmi makamlarca istenilen evrak ve muamele adeta Müslümanların evlenmesini imkansız hale getirmektedir. Yetkililer, evlilik izni isteyen çiftlerden yüksek miktarda vergi almaktadır. 50 bin ila 300 bin kyat (800-3700 dolar) arasında değişen bu vergi, hem kadın hem erkek tarafından peşin olarak ödenmek zorundadır. İznin onaylanması için en az 2-3 yıl gibi bir süre beklemek gerekmektedir. İzin çıksa bile Budist yetkililer isterlerse evlenmeyi iptal edip aldıkları vergiyi iade emmeyebilmektedir. Bu nedenle bazı çiftler evlenmek için kaçak olarak Bangladeş'e geçmektedir. Maynmar devletinden bu şarklarda evlenme izinin alan kişilerin en fazla 2 çocuk sahibi olmasına müsaade edilmektedir.
DOĞAN HER ÇOCUK İÇİN VERGİ ALINIYOR
İkiden fazla çocuk yapanlar ise hem çok ağır vergiye tabi tutulmakta hem de evlenme izinleri iptal edilmektedir. Ülkedeki kanunlara göre evlenme izni olmadan yaşamak yasaklanmıştır. Bu yasak daha çok Müslümanların yaşadığı bölgelerde uygulanmaktadır. Sadece Arakanlı Müslümanlar için değil, ülkedeki diğer Müslüman gruplar için de bu yasak uygulanmaktadır. Bunun için hey yıl tüm aile bireyleri toplu halde çektirdikleri aile fotoğraflarını devlet yetkililerin teslime etmek zorundadır. Doğan ve ölen her çocuk için devlete vergi vermek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayrıca hayvanlar için de devlete her yıl vergi verilmesi zorludur.
HASTALARA HASTANE YOK
Müslümanların hayatın her safhasından veri alan Maynmar devletinin hastanelerinden ve diğer devlet birimlerinden yararlanma hakkı yoktur. Hasta olan kişiler ancak özel hastanelerde gitme iznine sahip olmakta, bu nedenle binlerce insan hiç hastaneye gidememekte ve hastalandığında hayatını kaybetmektedir.
EHLİYET, TELEFON, İNTERNET YASAK
Hasta hakları bu şekilde ellerinden alınan Arakanlı Müslümanlar, ehliyet alamadığı için araç sahibi olma hakları da bulunmamaktadır. Ayrıca sabit telefon GSM ve internet kullanmaları da yasaklanmıştır.
ELEKTRİK SADECE 5 SAAT VERİLİYOR
Öte yandan ülkenin diğer bölgelerine elektrik verilirken, Arakan bölgesine günde yalnızca 4-5 saat elektrik verilmektedir.
Ahmet A. Sezer / Dünya Bülteni /Haber Merkezi