İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Öğle13:17 İkindi16:40 Akşam19:22 Yatsı20:41 İmsak05:36 Güneş07:01 İşrak07:40
Hava - Hava durumuAçık 8°C Nem %87
Türkçe
9 Ramazan 1445 19 Mart 2024 Salı
9 Ramazan 1445
İşrak
07:40
Öğle
13:17
İkindi
16:40
Akşam
19:22
Yatsı
20:41
İmsak
05:38
Güneş
07:03
Giriş Yap

Mevlîd-i Şerîf ve Peygamberimiz’in Zarafeti

29.11.2017    |

İlim, fikir ve gönül önderi Prof. Dr. M. Es’ad Coşan Hocaefendi’nin Kadın ve Aile dergisi için kaleme aldığı Başmakaleler-2 adlı eserinde yer alan “Mevlîd-i Şerîf Kandili” ve Peygamberimiz’in Muhteşem Zarafeti” başlıklı başyazılarını, Mevlid Kandili münasebetiyle istifadenize sunuyoruz.

Olgun ve arif müslümanlar çok iyi bilirler ki Resûlullah ve Habibullah olan Muhammed-i Mustafâ Efendimiz’i derinden ve içten sevmek, İslâm’ın özü, aslı ve temelidir. Bunu kavrayamamış, kalbi aşk-ı Muhammedî ile yanıp tutuşup nurlanmamış bir kişi gerçek mü’min değildir. O, peygamberlerin en üstünü ve en güzelidir, insanlığın baş tacıdır, iki cihan serveridir, Allah’ın âlemlere rahmetidir. Gönüllerin sultanı ve tabibi, günahkâr mü’minlerin şefaat ümididir.

Cümle cihanın dindar halkları, eğer Yaradan yüce Mevlâ’yı seviyor iddiasında samimi iseler, Ohak habibi, gerçek elçisi Muhammed’e ittiba ve iktida eylemelidirler; çünkü o son peygamberdir, âhir zaman nebisidir. Hz. İbrahim’in duası, Hz. İsa’nın müjdesidir. Her peygamber hâl-i hayâtlarında kendi ümmetlerine, eğer onun zamanına yetişirlerse ona iman edip bağlanmalarını vasiyet eylemişlerdir. Her gerçek kutsal kitapta onun medh ü senâsı vardır. Binâenaleyh, mesela hem budistler, hem yahudiler, hem hıristiyanlar –dinlerinin icabı ve kendi peygamberlerinin vasiyeti gereği– Peygamberimiz Hz. Ahmed ü Mahmûd ü Muhammed’e iman etmeli ve tâbi olmalıdırlar. Bunu kendi rahip ve din adamları da bilirler. Onun için büyük vebal ve sorumluluk altındadırlar. İman ederlerse hem kendilerini hem de mensup ve müntesiplerinin sevaplarını kazanacaklarından mükâfatları kat kat fazla olacak; aksine inat, taassup ve temerrüd gösterirler, gerçekleri gizlerler ve inkâr ederlerse, azapları çok şedit ve müthiş olacaktır.

Bizden ikaz ve ihtar etmek, tebliğ ve teklif eylemek; onlardan itaat ve icabet!.. Hangi yolu seçeceklerini kendileri bilir.

Çocuklarımızı Resûlullah sevgisi üzere yetiştirmek, bize dinimizin çok mühim bir emridir. Onlara imanı, İslâm’ı, Kur’ân-ı Kerîm’i ve Sünnet-i seniye-i nebeviyeyi çok iyi öğretmemiz ve benimsetmemiz lazım geliyor. Sünnetin zıddı, aksi, tersi ‘bidat’tir. Bidat dinde felakettir, Efendimiz;

“Her bidat dalalettir (sapıklıktır), her dalalet ve onu çıkaran kişi cehennemliktir.”101 buyurmuştur.

Çok uyanık olmak, çok iyi yetişmek, Kur’an ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak ve çok çalışmak zorundayız.

Elhamdülillah dinimiz haktır, başka batıl veya muharref dinlere benzemez. İslâm’ı diğer yalan yanlış, iptidaî ve ilkel inançlarla bir kefeye koymak çok büyük bir yanılgı, çok müthiş bir cehalet ve dalalet, hatta hıyanettir. Bu gibilere misallerle İslâm’ın emsalsiz üstünlüğünü, harika sağlamlığını, hayran edici mükemmelliğini, çağdaşlığını, çağlar üstülüğünü, evrenselliğini anlatmalı ve göstermeliyiz.

Süper güçlü ama batıl inançlı, iğrenç ahlâklı, iki yüzlü, hunhar ve gaddar devletler, Mekke-i Mükerrememizi hedef almış, İslâm dinini hasım edinmiş, binbir hile ve desise ile müslümanlara zarar vermeye, hatta onları yok etmeye yönelmiş iken bizim de yapacağımız en doğru iş Allah’a dayanmak, Resûlullah sevgisine sarılmak, topyekûn seferberlik ilan etmek ve var gücümüzle gece gündüz çalışmak, fî sebîlillâh cihat etmektir. Mevlâ muînimiz, tevfîk refîkimiz olsun...

Bendeniz, cümlenizin Mevlid kandilinizi candan kutlar, hepinizin rızâ-yı Bârî’ye ve şefaat-i Peygamberî’ye vasıl ve nail olmanızı, iki cihan saadetine ermenizi; daha nice nice mübarek gün ve geceleri devlet ve izzetle, sıhhat ve afiyetle idrak buyurmanızı Cenâb-ı Hak’tan temenni ve niyaz eylerim, aziz ve sevgili okuyucularım!

( Temmuz 1996, Kadın ve Aile dergisi Başmakaleleri)

 

Peygamberimiz’in Muhteşem Zarafeti

Peygamber Efendimiz’in (sas.) zevce-i mükerremesi ve mü’minlerin annesi olan Hz. Âişe’den, şöyle buyurduğu naklediliyor:

“Ben, vakarlı görünümü, sevimli hal ve tavrı ve sekinetli edâsı bakımından, Resûlullah’a kızı Hz. Fâtıma’dan (kerremallâhu vechehâ) daha çok benzeyen bir kimse görmedim.

Fâtıma Resûlullah’ın yanına girdiğinde Resûlullah ayağa kalkıp karşılar, kızının elinden tutar, (alnından) öper ve kendisinin oturmakta olduğu yere onu oturturdu.

mukabil Resûlullah da kızı Fâtıma’nın yanına vardığında, Hz. Fâtıma onu ayağa kalkıp karşılar, elinden tutar, (mübarek yüzünden) öper ve kendi oturduğu yere onu oturturdu.”1

Bu rivayette, Peygamber Efendimiz’in evlatlara verdiği müstesna değer ve gösterdiği fevkalade itibar, –bir nezaket abidesi, bir zarafet şahikası ve şaşaalı bir âdâb-ı muâşeret örneği olarak– bütün nuraniyet ve ihtişamiyle gözlerimizin önüne seriliyor. Şu emsalsiz sevgi, saygı ve şefkat sahnesi karşısında duygulanmamak, heyecanlanmamak elde değil!

Düşünülsün ki yüceler yücesi bir Hak elçisi, Allah’ın en sevgili kulu, insanların başı tacı bir lider, hükümdarların bile sadık bendesi olduğu bir server, evvelîn ve âhirînin efendisi, ins ü cinnin peygamberi bir ulu zât, hiç de mecbur olmadığı halde; aslında ne yönden bakılsa kendisine hürmet etmeye mecbur bir küçüğü için tevazuyla ayağa kalkıyor, muhabbetle el tutarak gönül alıyor, alın öpüyor ve ikram olsun diye de kendi oturduğu yere onu oturtuyor...

Ve en önemlisi bu asil davranış, kız çocuklarından utanç duyan; çocuk sevmeyi, öpüp okşamayı yadırgayan, hatta zavallı masum kızları diri diri toprağa gömmekten titremeyen, gaddar, kaba ve katı insanların yaşadığı medeniyetten uzak bir muhitte cereyan ediyor.

İşte İslâm’ın başarısının büyüklüğü, işte Resûlullah’ın yüce şahsiyeti ve asaleti!

Salât ü selâm sana ey insanların en şereflisi, en edeplisi, en kibarı ve en zarifi! Çağlar boyu hor görülen, ezilen kadın cinsine paye veren, himaye eden Sen’sin; onlara iyi davranmayı erkeklere Sen öğütledin, modern çağlardan çok çok evvel, onların hukukunu milletlere Sen öğrettin...

(Mayıs 1985, Kadın ve Aile dergisi Başmakaleleri) 

Kabe
Canlı Yayın
Şuan canlı Yayın
Mehmed Zahid Kotku Sohbetler
AKRA CANLI
 / 
close icon close icon
AKRA CANLI
Mehmed Zahid Kotku Sohbetler
Mehmed Zahid Kotku Sohbetler Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close