İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Akşam20:01 Yatsı21:31 İmsak04:26 Güneş06:02 İşrak06:42 Öğle13:07 İkindi16:55
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 20°C Nem %75
Türkçe
16 Şevval 1445 25 Nisan 2024 Perşembe
16 Şevval 1445
İkindi
16:55
Akşam
20:01
Yatsı
21:31
İmsak
04:26
Güneş
06:02
İşrak
06:42
Öğle
13:07
Giriş Yap

Gıda uzmanından endişe veren GDO raporu

24.05.2016    |

İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nden Dr. Yavuz Dizdar, Cumhurbaşkanlığı’na gönderdiği gıda güvenliğine ilişkin raporunda, gıda güvenliği, GDO’lar, hormonlu gıdalar ve kanser konularında yaptığı araştırmaları GDO ve kanser ilişkisiyle aktardı.

Raporda, “GDO ürünler toplumun tüketimine doğrudan ya da dolaylı ama zaman kısıtlaması olmaksızın sunulmuştur. Bu yaklaşım çok ciddi bir risktir, zira genetiği değiştirirken güdülen amaç, onu tüketenin metabolizmasındaki bir değişikliği ve buna bağlı olarak daha çok ürün alınmasını hedeflemektedir. Hiçbir inek durup dururken günde 30-40 litre süt veremezken, bunun ancak GDO yem ile sağlanabiliyor olması, bu biyolojik etkinin açık kanıtıdır” diye yazdı.

‘Bu çok ciddi bir risk’

Dizdar, raporunda, “kanser ve GDO arasında bilimsel olarak kanıtlanmış bir ilişki bulunup bulunmadığına ilişkin bir soru üzerine şunları kaleme aldı:

“Kanser ve genetiği değiştirilmiş ürünler (GDO) arasında bilimsel olarak kanıtlanmış bir ilişkinin bulunmaması, olmamasına değil, araştırılmasına müsaade edilmemiş olmasına bağlıdır. GDO ürünler patent koruması altındadır ve bu nedenle yapılacak araştırmalar ve elde edilecek sonuçların yayınlanması patent sahibinin kontrolündedir. Bu konuda resmi gerekçeyle yapılmış çalışmalar ise sadece 90 günlük besleme çalışmalarıdır, 90 gün sonrasında deney hayvanlarının hayatta olması ‘yeterli’ bulunmuştur. Buna karşılık GDO ürünler toplumun tüketimine doğrudan ya da dolaylı, ama zaman kısıtlaması olmaksızın sunulmuştur. Bu yaklaşım çok ciddi bir risktir, zira genetiği değiştirirken güdülen amaç, onu tüketenin metabolizmasındaki bir değişikliği ve buna bağlı olarak daha çok ürün alınmasını hedeflemektedir. Hiçbir inek durup dururken günde 30-40 litre süt veremezken, bunun ancak GDO yem ile sağlanabiliyor olması, bu biyolojik etkinin açık kanıtıdır. Ne var ki endüstri piliç ya da inek olsun, ürünü ‘ekonomik ömür’ çerçevesinde değerlendirmektedir. Yani pilicin kesim boyutuna eriştiği 40-45 günlük dönemde canlı olması (sağlıklı olması dikkate alınmaz) ‘ekonomik ömrünü tamamlamış’ olduğu şeklinde nitelendirilmektedir. Benzer durum endüstriyel inekler için de söz konusudur, süt verimi azaldığı anda kesime gönderilir. Dolayısıyla GDO yemin bu hayvanlardaki uzun süreli sağlık kanser etkisinin araştırılması olasılığı da sınırlıdır.”

‘Kanserle ilintili’

“Kanser ve gıda arasındaki bağlantıya kuvvetle vurgu yapılmasına rağmen sigara, radyasyona maruz kalma gibi daha önemli etkenlerden bahsedilmemiştir” şeklindeki bir başka soruya ise Dizdar şöyle karşılık verdi:

“Sigaranın akciğer ve mesane kanserine, radyasyonun da kemik iliği kanseri, lösemiler ve sarkomlara neden olduğu zaten bilinmektedir. Ülkemizde son 20 yıl içerisinde kanser başta olmak üzere, diyabet, otizm, obezite, astım gibi pek çok hastalık ve doğal yolla üreyememe gibi sorunlarda ciddi artış bulunmaktadır. Buna karşılık, sigara ve Alkol tüketim rakamlarında değişiklik olmamasının ötesinde, azalmış, kapalı alanlarda tütün içilmemesi gibi kanunlar sayesinde, dumana maruz kalma olasılığı daha da düşmüştür. Dolayısıyla hastalıkların artışındaki illiyet ilişkisi başka yerde, daha doğrusu toplumun bütününün maruz kaldığı unsurlarda aranmak zorundadır. Böyle bir illiyet ilişkisi ancak aşırı işlemden geçirilerek değer kaybeden süt ve yoğurt gibi gıdalar, piliç ve yumurta gibi yeme dayalı (yarı kimyasal) et üretimleri ve elbette derinliğini bilemediğimiz tarım ilaçları ile kurulabilmektedir. Bu gözlemi destekleyen bir diğer neden ise kimyasal ya da genetik müdahale ile ucuzlamış olan gıdanın satışındaki başlıca yol olan ucuz zincir marketlerin köylere varacak kadar genişlemesidir.”

‘Tavuk diye satılan tüm ürünler piliçtir’

Dizdar’a yöneltilen bir soruda, “Tavukların 45 günde kesildiği, jöle oluşmadığı, GDO ile beslenmesi sonucu kanser olduğu belirtilmiştir. Piliç etinin erken pişmesi hayvanın ırkı ve yaşıyla ilgilidir. Genç tavuk erken pişer ve daha lezzetlidir” ifadesi yer aldı. Dizdar ise buna şöyle cevap verdi:

“Piyasada tavuk niyetine satılan bütün ürünler piliçtir, yani 40 günlük civciv irileri anlamına gelmektedir. Bu hayvanların üretim yöntemleri son yıllarda en fazla okuduğum alanı oluşturmaktadır, zira doğanın dışına aşırı derecede sapma söz konusudur.
Doğal beslenesn bir civciv 40 günde yumruk büyüklüğünün ötesine geçemediği gibi, aslında 4-6 aydan önce kesim aşamasına gelmezler. Dolayısıyla burada tartışılan fark 50 güne 42 gün değil, en az 4 aya 42 gündür. Tavuk ve piliç ise birbirinden tamamen farklı ürünlerdir.”

Milliyet

 

Kabe
Canlı Yayın
Şuan canlı Yayın
Canlı Yayın
AKRA CANLI
 / 
close icon close icon
AKRA CANLI
Canlı Yayın
Canlı Yayın Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close